Ercan Kuşdoğan

3 boyutlu (3D) tasarımın kökleri, 1960’lı yılların bilgisayar grafiklerine dayanır. O yıllarda laboratuvar ortamlarında yapılan basit çizimlerle başlayan bu yolculuk, bugün mimariden sinemaya, tıptan endüstriyel tasarıma kadar her alanda hayatımıza dokunuyor.

1970’lerde CAD (Computer-Aided Design) yazılımlarıyla mühendislik dünyasında ilk büyük adım atıldı. 1980’lerde Pixar ve benzeri stüdyoların geliştirdiği animasyon teknikleri, 3D’nin sanatsal boyutunu ortaya çıkardı. 1990’larda 3ds Max ve Maya gibi profesyonel yazılımlar, tasarımcıların eline sınırsız bir dijital evren sundu.

Bugün 3D tasarım sadece görsel bir araç değil, üretimin kalbinde yer alan bir teknoloji. 3D yazıcılar, VR (sanal gerçeklik) ve AR (artırılmış gerçeklik) uygulamalarıyla birleştiğinde, düşünceleri fiziksel dünyaya taşıyan bir köprü haline geldi.

Kısacası, 3 boyutlu tasarım artık yalnızca görselleştirme değil; hayal gücünün mühendislikle buluştuğu yeni bir çağın dili.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir